Delâilü'l-Hayrât-Hatim


عَنْ شَدَّادِ بْنِ أَوْسٍ (رَضِيَ الله عَنْهُ) عَنِ النَّبِيِّ ( صَلَّى الله عَلَيْهِ وَسَلَّمَ)  قَالَ:


اَلْكَيِّسُ مَنْ  دَانَ نَفْسَهُ وَعَمِلَ لِمَا بَعْدَ الْمَوْتِ
وَالْعَاجِزُ مَنْ أَتْبَعَ نَفْسَهُ هَوَاهَا وَتَمَنَّى عَلَى اللهِ.

Şeddâd ibn Evs (radıyallahü anh) hazretlerinin naklettiği bir hadis-i şerifte, Kainatın Medar-ı İftiharı Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor:

Akıllı kimse, sürekli kendi nefsini sorgulayan
ve durmadan ölüm ötesi hayat için çabalayandır.
Nefsini hevâsının peşinde koşturan
ve buna rağmen Allah Teâlâ’dan beklentileri olan kimseye gelince o zavallının tekidir.

        (Tirmizi, Kıyame, 25; İbn Mace, Zühd, 21; Müsned, 4/124)   (3)

Allah Resulü(s.a.v.) buyuruyor:

• “Kim altından kalkamayacağı güç bir işle karşı karşıya gelirse, üzerime çok çok salavatı şerife getirsin.Çünkü Allahü Teala, üzerime getirilen salavat-ı şerife sebebi ile onun sıkıntılarını, kederlerini giderir, rızkını çoğaltır, Allah’ın yardımı ile muradına nail olur.”


• “Kıyamet gününde, katımda insanların en değerlisi, bana en çok salatü selam getirenlerdir.”

• “Cuma günü kim bana seksen kere salat getirirse seksen yıllık günahı bağışlanır.Kim de günde beş yüz defa bana salavat getirirse asla kimseye muhtaç olmaz.”